Kabine İşleri Başkanlığının resmi açıklamasında; Pasifik Okyanusu’nun Hokkaido’dan Tohoku’ya kadar olan kısmında oluşan devasa depremin, tahmini olarak dalgaların en büyük yüksekliğe ulaştığı 30 metre sınıfına dahil bir tsunami oluşturduğunu bildirdi.
Hokkaido Denizi’nde olan Kuril Adaları’daki ve Japon Denizi’nin Tohoku kısmındaki derin-deniz çukurlarında meydana gelen depremlerin gücünü gösteren depremin büyüklüğü(magnitude), sırasıyla 9.3 ve 9.1 olarak gelmiş geçmiş en şiddetli deprem sınıfına dahil olduğu düşünülüyor. İwate eyaletindeki Miyako şehrinde, 29.7 metreye kadar ulaşan dalgaların olduğu tsunami oluştuğu söyleniyor.
En büyük tsunami sınıfının oluşturduğu deniz duvarından bile korunmak zor. Sığınak yerleri, şehir düzenlemesinin yapılış şekli gibi unsurlara bakılıp tüm boyutlarıyla düşünülmüş bir felakete karşı koruma-önleme programının oluşturulması gerek. Büyük Doğu Japonya Deprem Felaketi’nin getirdiklerinden bir ders çıkartılmasını istiyoruz.
Tsunaminin getirdiği zararlardan endişe verici bir tanesi, yerel yönetim binasının sular altında kalması. Tsunami ile kıyaslandığında alçak kalan deniz duvarının, her şeyi kırıp geçtiğini söyleyen varsayımın sel dışındaki etkileri araştırıldığında, 4 eyaletteki 30’un üstünde yerel yönetim binasının sular altında kaldığı sonucu ortaya çıktı.
Binalardaki felaketler meydana geldiği zaman, felaketlere karşı önlem alan merkezler kuruldu, yardım faaliyetleri ve şehrin temellerinin restorasyonu yapıldı. Fonksiyonunu yitiren felaketle ilk yüz yüze gelen yerlerdeki karışıklık, şehrin yeniden yapılandırılmasını geciktirmedi.
5.9 metre yüksekliği ile en fazla sular altında kalan yer olan Hokkaido’nun Kushiro şehri çoktan Büyük Doğu Japonya Depremi’ni hissettiğinde, 1700 kişi korunmak için yüksek bir yer ve yerel yönetim binasının yanındaki felaket toplanma alanı olan 25 metrelik şehir binasına konumlandı. Belki de, her yerel yönetim bunun gibi önlemler alıp oluşan durum karşısında insanları şehir binasına aktarmasının da tartışması yapılması gerekiyor.
Resmi olarak açıklanan tsunaminin varma saati tahminleri referans alınarak bölgenin felaketten korunma planlarının, tekrardan üzerinde çalışması gerekti. Sel bölgesinde kalan bir okul varsa, bu okulun tahliye kitapçıklarındaki uygun görülen yolların ve yerlerin kontrol edilmesi gerekti.
Sadece, İwate eyaletindeki sel basılan yer yerel yönetimin karşı gelmesi sebebiyle halka açıklanmadı. Bazı yöneticiler, Büyük Doğu Japonya Depremi’nden sonra inşa edilen deniz duvarının artık gerekli olmadığı düşüncesine, “Şehrin yeniden kurulması için kalkınma reddedildi.” diyerek karşı çıkıyor.
Fakat, orada yaşayan insanların bölgelerindeki riskleri bilmesi lazım. Acil bir durumda, kendilerinin ve kendi ailelerinin nereye kaçmaları gerektiğini planlamak için bir başlangıç noktası olabilir. Orada yaşayan insanlar düşünülerek bilginin önceden açıklanmasını istiyoruz.
Tahminler en kötü senaryolara dayanarak oluşturuluyor ve doğru olmayabilir. Ancak, yeni bir depremin olması da olası. Büyük bir felakete karşı çok korkmadan fakat krizi hissederek hazırlanılmasını istiyoruz.
Haberin orijinal halini okumak için buraya tıklayabilirsiniz.